top of page

Sağlık Hukuku

Ä°stanbul'da hizmet veren avukatlık ve hukuki danışmanlık büromuz baÅŸta hatalı tıbbi müdahaleler (tıbbi malpraktis, tıbbi hata) olmak üzere saÄŸlık hukuku kapsamındaki tüm uyuÅŸmazlık süreçlerinde müvekkillerine hizmet vermektedir. 

 

SaÄŸlık hukuku, tıp hukukunu da kapsayan bir üst baÅŸlık olarak saÄŸlık bakım hukuku, kamu saÄŸlığı hukuku ve saÄŸlık idaresi hukuku gibi bir çok alanı kapsayan karma bir hukuk dalıdır. Avukatlık büromuz, tıp hukukunu da kapsayacak ÅŸekilde saÄŸlık hukukunun her alanında faaliyet göstererek gerek hatalı tıbbi müdahale nedeniyle hak aramak isteyen bireylere gerekse haksız yere hukuki ve cezai takibat altında olan saÄŸlık mesleÄŸi mensuplarına saÄŸlık hukuku açısından hukuki danışmanlık vermektedir.

sağlık hukuku avukatı

Hatalı Tıbbi Müdahale

Nedir? Hekimin Nedir?

Güven Ä°lkesi ve Ä°zin Verilen Risk Nedir?

Komplikasyon Halinde Hekimin SorumluluÄŸu Nedir?

Aydınlatılmış Onam Alınırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Tıbbi Müdahale Ne Zaman Hukuka Aykırı Olur?

Bu kapsamdaki faaliyet alanlarımız arasında; saÄŸlık mesleÄŸi mensuplarına bireysel danışmanlık vermek, saÄŸlık kuruluÅŸlarında sunum gerçekleÅŸtirerek hekimlerin hak ve yükümlülüklerinin meslek erbabına anlatmak ve saÄŸlık mesleÄŸi mensuplarının halihazırda açılan davalarda davalı vekili veya müdafi sıfatıyla yargı makamları nezdinde savunmasını gerçekleÅŸtirmek vardır.

 

Özellikle hekimlere/tabiplere/doktorlara karşı açılan idari disiplin soruÅŸturmaları, tıbbi malpraktis (tıbbi hata, doktor hatası, hatalı tıbbi uygulama) nedeniyle maddi manevi tazminat davaları ve cezai soruÅŸturmalar baÅŸta olmak üzere birçok konuda saÄŸlık mesleÄŸi mensuplarına saÄŸlık hukuku alanında tecrübeli avukat kadromuz ile danışmanlık hizmeti vermekteyiz. Bu kapsamda hekimlerin sigorta ÅŸirketleri ile olan uyuÅŸmazlıklarında veya saÄŸlık kuruluÅŸlarının kurumsal açıdan ihtiyaç duydukları hususlarda da faaliyet göstermekteyiz.

​

Öte yandan tıbbi malpraktis (tıbbi hata, doktor hatası, hatalı tıbbi uygulama) nedeniyle gerek maddi gerek manevi açıdan maÄŸdur olarak hak aramak isteyen bireylere de saÄŸlık hukuku kapsamında danışmanlık vermekteyiz. Bir tıbbi müdahale nedeniyle uyuÅŸmazlık ortaya çıktığında bunun öncelikle sulh yoluyla çözümlenmesini temin ederek tarafların mahkemelerde zaman kaybetmesinin önüne geçmek arzusunda olduÄŸumuzdan öncelikli olarak arabuluculuk yöntemi ile saÄŸlık mesleÄŸi mensupları ile tıbbi malpraktis (tıbbi hata, doktor hatası, hatalı tıbbi uygulama) nedeniyle maÄŸdur olan bireyler arasındaki uyuÅŸmazlığı çözmeye çalışmaktayız. Bu çabaların sonuç vermemesi halinde ise gerek meslek odaları gerek SaÄŸlık Bakanlığı önünde ilgili müracaatları yapmakta ve taraflar yine uzlaÅŸamadığı takdirde mahkemeler önündeki süreçleri baÅŸlatmaktayız. Son derece teknik ve uzmanlığı gerektiren bir alan olan olması dolayısıyla gerek saÄŸlık mesleÄŸi mensuplarının gerekse malpraktis nedeniyle maÄŸdur olan ve hak arayan bireylerin uyuÅŸmazlıklar açısından bir avukata danışmaları ve SaÄŸlık Hukukunda tecrübeli avukattan hukuki danışmanlık alması önemlidir.

Ä°laç Hukuku Nedir?

sağlık hukuku avukatı

Sağlık hukuku ile tıp hukuku arasındaki fark nedir?

​

SaÄŸlık hukuku, tüm saÄŸlık mesleÄŸi mensupları açısından gündeme gelen hukuki uyuÅŸmazlıkları konu alması dolayısıyla kiÅŸi bakımından daha geniÅŸ bir kapsamdadır.

 

Tıp hukuku ise mevzuat uyarınca tıp mesleÄŸini icra etmekle yetkilendirilmiÅŸ/görevlendirilmiÅŸ saÄŸlık mesleÄŸi mensuplarının faaliyetlerini ve hastalarla iliÅŸkilerini konu alır. Bu açıdan Tıp Hukukundan farklı olarak SaÄŸlık hukuku, saÄŸlık hizmetinin idare edilmesi, hastalık sigortası, hastanelerin hukuki yapısı, tıp eÄŸitimi, saÄŸlık harcamaları, performans sistemi, SaÄŸlık Bakanlığının iÅŸleyiÅŸi veya saÄŸlık politikaları gibi çok geniÅŸ kapsamlı ve farklı hukuk dallarını ilgilendiren daha geniÅŸ bir hukuk disiplini olarak düÅŸünülebilir.

 

GörüldüÄŸü üzere Tıp Hukuku, "hekim hukuku", "ilaç hukuku", ve "tıbbi cihaz ve malzeme hukuku (medikal hukuk)" ÅŸeklinde alt dalları olan ve esas olarak hekim/doktor/tabip ile hasta arasındaki iliÅŸkileri konu alan daha sınırlı bir hukuk dalıdır. Tek bir cümle ile tıp hukuku, merkezine "tıbbi müdahaleyi" alan ve özellikle hekim/doktor/tabip ile hasta arasındaki iliÅŸkiyi konu alan karma bir hukuk dalı iken SaÄŸlık hukuku saÄŸlık hizmetlerinin genelini ilgilendiren ve Ä°dare hukuku ağırlıklı bir hukuk dalıdır.

​

​

Sağlık mesleği ve sağlık mesleği mensubu nedir?

​

SaÄŸlık mesleÄŸi teriminden anlaşılması gereken ÅŸey, saÄŸlık hizmetlerinden herhangi birisi açısından faaliyet gösteren meslek gruplarıdır.  Bu kapsamda SaÄŸlık MesleÄŸi Mensupları ÅŸu meslek grupları çatısı altında faaliyet gösteren kimselerdir: "Tabip ve uzman tabip", "diÅŸ tabibi ve uzman diÅŸ tabibi", "eczacı", "ebe", "hemÅŸire", "klinik psikolog", "fizyoterapist", "fizyoterapi teknikeri", odyolog", "odyometri teknikeri", "diyetisyen", "dil ve konuÅŸma terapisti", "podolog", saÄŸlık fizikçisi", "radyoterapi teknikeri", "anestezi teknisyeni/teknikeri", "tıbbi laboratuvar teknisyeni", "tıbbi laboratuvar ve patoloji teknikeri", "tıbbi görüntüleme teknisyeni/teknikeri", "ağız ve diÅŸ saÄŸlığı teknikeri", "diÅŸ protez teknikeri", "tıbbi protez ve ortez teknisteni/teknikeri", "ameliyathane teknikeri", "adli tıp teknikeri", "diyaliz teknikeri", "perüzyonist", "eczane teknikeri", "ergoterapist", "ergoterapi teknikeri", "elektronörofizyoloji teknikeri", mamografi teknikeri", "optisyen", "acil tıp teknikeri", "acil tıp teknisyeni", "hemÅŸire yardımcısı", "ebe yardımcısı" ve "saÄŸlık bakım teknisyeni". Mevzuatımız "psikolog", "biyolog", "çocuk geliÅŸimcisi", sosyal çalışmacı/sosyal hizmet uzmanı", "saÄŸlık eÄŸitimcisi/tıbbi teknolog", "saÄŸlık idarecisi "çevre saÄŸlığı teknikeri/teknisyeni", "yaÅŸlı bakım teknikeri/evde bakım teknikeri", "tıbbi sekreter" ve "biyomedikal cihaz teknikeri" olan kimseleri ise SaÄŸlık Hizmetlerinde Çalışan DiÄŸer Meslek Gruplarında faaliyet gösteren bireyler olarak kabul etmektedir.

​

​

Doktor, Hekim ve Tabip kelimeleri arasındaki fark nedir?

​

Latince kökenli bir kelime olarak "doktor", ilk ortaya çıktığı dönemlerde "gösteren, öÄŸreten, bildiren" anlamlarında ve akademik bir unvana atfen kullanılmıştır. Bununla beraber, günümüzde Anadolu Türkçesinde ve Ä°ngilizcede (doctor) yaygın olarak "hekim" veya "tabip" kelimelerini karşılayacak ÅŸekilde kullanılmaktadır. Türk Dil Kurumu SözlüÄŸüne göre doktor kelimesinin ikinci anlamı "bir fakülteyi veya bir yüksekokulu bitirdikten sonra belli bir bilim dalında en yükseköÄŸrenim basamağına vardığını, geçirdiÄŸi özel sınavla ve baÅŸarılı bir eserle gösterenlere verilen akademik unvan". ÅŸeklindedir. Dolayısıyla her hekimin doktor unvanı olmakla beraber her doktorun hekim olma vasfı yoktur.

​

Türkçeye Arapçadan geçmiÅŸ ve esasında Aramice kökenli bir kelime olarak "hekim", köken itibarıyla "hikmet sahibi", "bilge" ve "filozof" gibi anlamlara gelmektedir. Bu açıdan köken itibarıyla baÅŸkalarının göremediÄŸi ÅŸeyleri ferasetli ve hikmetli ÅŸekilde görebilen donanımlı kimseler anlamına gelmektedir. Bununla beraber günümüz Anadolu Türkçesinde "insanlardaki hastalıkları teÅŸhis ve onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden kimse" olarak anlam kazanmış ve doktor ile tabip kelimeleriyle eÅŸ anlamlı ÅŸekilde kullanılmaktadır.

​

Tabip, kelimesi Türkçeye Arapçadan geçmiÅŸ ve esasında Aramice kökenli bir kelime olarak tıp (tababet) mesleÄŸini icra eden kimselere verilen isimdir. Dolayısıyla bu üç unvan arasında köken anlamıyla da tıbbi faaliyetleri icra eden kiÅŸi anlamına gelen kelime "tabip" kelimesidir.  SaÄŸlık Hukukunun en temel kanunu olan 1291 sayılı Tababet ve Åžuabatı Sanatlarının Tarzı Ä°crasına Dair Kanun çerçevesinde de "hekim" ve "tabip" kelimeleri birbiriyle eÅŸ anlamlı olacak ÅŸekilde kullanılmaktadır.

sağlık hukuku avukatı

Tıbbi müdahale nedir?

​

Tıbbi müdahalenin kapsamına, "tıp biliminin kuralları uygulanmak suretiyle yapılan her türlü müdahale" (Yargıtay 2. HD 14.04.2014 149/8841) girer. GörüldüÄŸü üzere bir müdahalenin "tıbbi" nitelikte olması için cerrahi operasyon hüviyetinde cereyan etmesine gerek yoktur. Tıbbi müdahale teÅŸhis, tanı ve tedavi amaçlarına yönelen ilaç yazılması, herhangi bir tahlil istenmesi ve tahlilin gerçekleÅŸtirilmesi, adli muayeneler, estetik operasyonlar, psikiyatrik müdahaleler, organ bağışı, yardımcı üreme tekniklerinden herhangi birisi veya üreme saÄŸlığına iliÅŸkin herhangi bir uygulamayı da kapsar. Ä°fade edilen kapsama girmekle tıbbi müdahale olma vasfını kazanmış bir müdahalenin varlığı halinde, saÄŸlık mesleÄŸi mensubu ile hekim arasında bu müdahale nedeniyle oluÅŸacak uyuÅŸmazlıklar öncelikli olarak Tıp Hukuku çerçevesinde kalmaktadır.

​

Yargıya taşınmış olaylarda mevzubahis tıbbi müdahalenin gerekli standartlara uygun olup olmadığı sorusu, tıp bilim ve sanatında uzmanlığı bulunan meslek mensuplarından alınacak bilirkiÅŸi raporları ve uzman mütalaaları ile cevaplanmaktadır. Bu açıdan faaliyetlerini Ä°stanbul'da ve saÄŸlık hukuku alanında yoÄŸun olarak sürdüren avukat ekibimiz, tarafınıza dosyanız üzerinden hukuki danışmanlık verdikten sonra alanında uzman hekimlerden/tabiplerden/doktorlardan uzman mütalaasını sizin adınıza almaktadır.

​

​

Hatalı Tıbbi Müdahale ("tıbbi malpraktis", "tıbbi hata", "doktor hatası") nedir?

​

"Malpraktis"; yaygın olarak "tıbbi malpraktis" kavramı kast edilerek kullanılmaktaysa da köken itibarıyla Latince "kötü uygulama" anlamına gelmektedir. Bu açıdan uygulamada "tıbbi hata", "tıbbi kötü uygulama", "doktor hatası", "tıbbi malpraktis", "doktorun uygulama hatası" veya "doktorun hatalı müdahalesi" ÅŸeklinde adlandırılan tüm olaylarda aslında saÄŸlık mesleÄŸi mensuplarının ve bilhassa hekimin/tabibin/doktorun tıbbi standartlara aykırı tıbbi müdahaleleri kast edilmektedir. Her ne kadar Yargıtayımız bu açıdan "tıbbi hata" kavramını kullanmayı tercih etse de halk arasındaki yaygın kullanım nedeniyle biz bu gibi durumları karşılamak için "doktor hatası", "tıbbi malpraktis" ve "hatalı tıbbi müdahale" kavramlarını kullanmayı seçmekteyiz.

​

"Hatalı tıbbi müdahale", "tıbbi malpraktis" ya da halk arasında yerleÅŸik olarak kullanıldığı ÅŸekliyle "doktor hatası", tıbbi müdahalenin somut olaydaki icra ÅŸekli nedeniyle hastalığın tıbbi müdahale olmasaydı izleyeceÄŸi seyre göre hasta bakımından daha olumsuz ÅŸekilde seyretmesi olaylarını kapsar. Türk Tabipleri BirliÄŸi Hekimlik Meslek EtiÄŸi Kurallarının 13. maddesine göre "tıbbi hata", bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeni ile bir hastanın zarar görmesi, "hekimliÄŸin kötü uygulanması" anlamına gelir.

​

Dikkat edilmelidir ki SaÄŸlık Hukuku mevzuatına göre, sadece ve sadece tıbbi müdahalelerin mutlak surette ÅŸifa ile neticelenmemesi hususu, hekimin/tabibin/doktorun kınanması için yetmez. Burada tıbbi müdahalenin gerçekleÅŸtiÄŸi "an" açısından ex-ante ve objektif bir deÄŸerlendirme ile doktor hatası nedeniyle "doktorun kusuru" olup olmadığı incelenmektedir.

 

Bu kusur, "doktor hatası nedeniyle maddi manevi tazminat davası" açısından farklı, "doktor hatası nedeniyle ceza hukuku kovuÅŸturması" açısından farklı deÄŸerlendirilir. Dolayısıyla tıbbi malpraktis nedeniyle hak arayan bireylerin veya bu nedenle hukuki takibat altında olan hekimlerin/tabiplerin/doktorların saÄŸlık hukukunda tecrübeli ve saÄŸlık hukukunda faaliyet gösteren avukatlara danışmalarında fayda vardır. Keza müdahalenin bir pratisyen hekim, asistan hekim (uzmanlık öÄŸrencisi hekim) veya uzman hekim tarafından gerçekleÅŸtirildiÄŸi hallerde gözetilecek kusur standardı da özellikle ceza hukuku açısından gerçekleÅŸtirilen yargılamalarda farklılık arz eder.

​

SaÄŸlık mesleÄŸi mensubu ya da özel olarak hekim/tabip/doktor açısından bir "tıbbi hata" olup olmadığı hususu belirlenirken "tıbbi standartlar" göz önünde bulundurulur.

sağlık hukuku avukatı

Tıbbi standart nedir?

​

Yargıtayımızca "tıp biliminin kuralları" olarak anılan tıbbi standartlara baÅŸta Biyo-Tıp SözleÅŸmesi, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi, Hasta Hakları YönetmeliÄŸi ve Türk Tabipleri BirliÄŸi Hekimlik Meslek EtiÄŸi Kuralları olmak üzere SaÄŸlık Hukuku mevzuatının birçok yerinde atıf yapılmaktadır.

​

Tıbbi standartlar, her bir olay açısından ve tıbbi müdahalenin gerçekleÅŸtiÄŸi an açısından tıp mesleÄŸinin geldiÄŸi noktaya göre belirlenmekte olup bu açıdan hazır bir listenin her bir müdahale açısından belirlenmesi mümkün deÄŸildir. Bu açıdan birkaç yıl öncesine kadar tıbbi standartlara uygun olan bir tıbbi müdahale, birkaç yıl sonra tıbbi standartlara aykırı olarak nitelenebilir.

 

Yine de Türkiye Ä°laç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun 16.04.2020 tarihli, 2020/2 sayılı ve "COVID-19 Hastalarında Tedavi Yaklaşımları ve Bilimsel AraÅŸtırmalar" konulu genelgesinde görüldüÄŸü üzere SaÄŸlık Bakanlığının veya Sosyal Güvenlik Kurumunun yayınladığı rehberlerin, algoritmaların, protokollerin veya SaÄŸlık Uygulama TebliÄŸi'nin, tıbbi standartların kapsamının belirlenmesi açısından önemli olduÄŸunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla hak aramak isteyen bireylerin dava açmadan evvel bu konuda saÄŸlık hukukunda tecrübeli avukatlar ile görüÅŸmesinde fayda vardır. 

​

Bu noktada hukuki standartların ne olduÄŸu açısından hatırlatılabilecek bir örnek, dikey ve yatay iÅŸbirliÄŸinin mevzu bahis olduÄŸu durumlar açısından özellikle gündeme gelen güven ilkesidir. Bu ilkeyle beraber, saÄŸlık mesleÄŸi mensuplarının ekip halinde gerçekleÅŸtirdiÄŸi tıbbi müdahalelerde, her bir saÄŸlık mesleÄŸi mensubunun, tıbbi müdahaleye katılan diÄŸer saÄŸlık mesleÄŸi mensuplarının tıbbi standartlara uygun davranacağına iliÅŸkin duyduÄŸu güven hukuki koruma altına alınır. Bu konuda verilen en klasik örnek, ameliyat esnasında cerrahın anestezi uzmanının görevini tıbbi standartlara uygun olarak icra ettiÄŸine güvenerek, kendi müdahalesini bu ÅŸekilde bir varsayım üzerinden gerçekleÅŸtirebilecek olmasıdır. Bu minvalde var olan diÄŸer hukuki kurumlara örnek olarak bağımsız sorumluluk prensibi ve rutin iÅŸleyiÅŸ teorisi gösterilebilir.

​

Neticede, genel olarak tarif etmek gerekirse tıbbi standartların tıp mesleÄŸince genel olarak kabul gören, hekimlerin/tabiplerin/doktorların büyük çoÄŸunluÄŸu tarafından aynı veya benzer hadiselerde sürekli uygulanan meslek kuralları olduÄŸu ifade edilebilir.

​

Tıbbi standartlara uyulmasına raÄŸmen tıbbi müdahale "komplikasyon" nedeniyle baÅŸarıya ulaÅŸmamış olabilir. 

​

​

Kompikasyon nedir?

​

Bir tıbbi müdahalenin tıbbi malpraktis veya hatalı tıbbi müdahale olup olmadığı sorusu tartışılırken deÄŸinilmesi gerek bir diÄŸer kavram "komplikasyon" kavramıdır. Latince kökenli bu terim, bir tıbbi müdahalenin tıbbi standartlara uygun olarak gerçekleÅŸtirilmesine raÄŸmen ortaya çıkabilecek olan riskleri ifade eder. Bir baÅŸka deyiÅŸle, son derece karmaşık yapıdaki insan vücudu üstünde gerçekleÅŸtirilen tıbbi müdahaleler, mevcut tıbbi standartlara uygun ÅŸekilde icra edilse dahi baÅŸarısızlıkla sonuçlanabilmekte ve bu durumda komlikasyonun varlığı kabul edilmektedir. 

​

Bir tıbbi müdahalenin hatalı tıbbi müdahale (tıbbi malpraktis) ya da komplikasyon niteliÄŸinde olması bu müdahaleyi gerçekleÅŸtiren hekim/tabip/doktor açısından açılacak olan davaların kazanılacağı veya kaybedileceÄŸi anlamına gelmez. Bir baÅŸka ifadeyle, ortada bir hatalı tıbbi müdahale (tıbbi malpraktis) ya da komplikasyon bulunması davanın nasıl sonuçlanacağı açısından tek başına belirleyici deÄŸildir. Bu nedenle davanızın tecrübeli ve saÄŸlık hukuku alanında kıdemli avukatlar tarafından açılması, takip edilmesi ve sonuçlandırılması çok önemlidir.

​

Vurgulanmalıdır ki bir ceza hukuku kavramı olarak son yüzyılda türetilmiÅŸ "izin verilen risk" kurumunun, "komplikasyon" olgusunun hukuki karşılığı olduÄŸu ifade edilemez. Aynı ÅŸekilde ortada bir komplikasyonun varlığı halinde artık "doktor hatası" ya da "tıbbi malpraktis" olmayacağı da düÅŸünülemez. Zira tıbbi müdahale baÅŸlamadan önce komplikasyon aydınlatmasının yapılmaması veya komplikasyon geliÅŸmesi ihtimaline binaen gerekli önlemlerin alınmaması ve tıbbi müdahaleden sonra komplikasyon hakkında bilgi verilmemesi veya komplikasyon açısından gerekli takibin yapılmaması gibi hususların varlığı halinde ortada bir komplikasyon olsa dahi bir tıbbi malpraktisten bahsedilmesi gerekir. Dahası, hasta açısından amaçlanan yarara ulaÅŸmak için daha az komplikasyon ihtimali olan bir tıbbi müdahalenin varlığına raÄŸmen daha çok komplikasyon ihtimali olan bir tıbbi müdahale seçildiyse bu da bir sorumluluk kaynağı olabilmektedir. Neticede, her bir olay açısından farklı hukuki deÄŸerlendirme yapılması gerekir.

​

​

Her tıbbi müdahale hukuka uygun mudur?

​

Bir tıbbi müdahalenin tıbbi standartlara uygun ÅŸekilde cereyan etmiÅŸ olması, müdahalenin hukuka uygun olduÄŸu anlamına gelmez. SaÄŸlık mesleÄŸi mensuplarınca gerçekleÅŸtirilen birçok fiil ile hastanın baÅŸta yaÅŸam, vücut dokunulmazlığı, kendi geleceÄŸini belirleme hakkı olmak üzere birçok temel hakkına müdahale edilmektedir. Hal böyleyken bir müdahalenin sırf "tıbbi" nitelikte olması, bu müdahaleye hukuk düzenince cevaz verildiÄŸi anlamına gelmez. 

​

SaÄŸlık Hukuku çerçevesinde açılacak maddi manevi tazminatın tabi olduÄŸu özel hukuk hükümleri ile cezai ve idari soruÅŸturmanın tabi olduÄŸu kamu hukuku hükümleri aynı hukuk düzeninde yer almaktadır. Bu nedenle bir tıbbi müdahalenin hukuka uygun olup olmadığı sorusunun cevabı kamu hukukunda da özel hukukta da aynıdır.

​

Bu konuda çok farklı görüÅŸler olmakla birlikte Yargıtayımızca da benimsenen Türk SaÄŸlık Hukuku öÄŸretisindeki baskın görüÅŸe göre bir tıbbi müdahalenin hukuka uygun olması için 1) "mevzuatın somut olaydaki tıbbi müdahale açısından yetkilendirdiÄŸi kiÅŸi tarafından yapılması", 2) "hukukun öngördüÄŸü ÅŸekilde bir aydınlatılmış onamın varlığı" ve 3) "gerekliliÄŸin (endikasyonun) eÅŸliÄŸinde tıbbi standartlara uygun ÅŸekilde gerçekleÅŸmesi" ÅŸartları aranmaktadır.

​

Bu açıdan somut olayda tıbbi müdahalenin özel muayenehane, üniversite hastanesi, kamu hastanesi veya özel hastane bünyesinde gerçekleÅŸmesi ile tıbbi müdahaleyi gerçekleÅŸtiren kiÅŸinin intörn öÄŸrenci, pratisyen, asistan veya uzman hekim/tabip/doktor olması gibi hususlar tıbbi müdahalenin hukuka uygun olup olmadığının deÄŸerlendirilmesi aÅŸamasında önem kazanacaktır. Bir baÅŸka açıdan, somut olaydaki tıbbi müdahalenin SaÄŸlık Hukuku açısından o müdahale açısından uzmanlığı olan kiÅŸi tarafından mı yoksa uzmanlık eÄŸitimi olmaksızın yalnızca o alanda yapılan bir eÄŸitimin sertifikası ile mi faaliyet gösterdiÄŸi hususu da önem arz etmektedir.

​

Öte yandan hekimden/tabipten/doktordan beklenenin ne olduÄŸu ve onun yükümlülüklerinin ne olduÄŸu somut olaydaki tıbbi müdahale türüne göre ve hasta ile kurulan hukuki iliÅŸkinin niteliÄŸine göre deÄŸiÅŸmektedir. ÖrneÄŸin estetik operasyonlarda imzalanacak yazılı sözleÅŸme açısından uygulanacak hukuk kuralları ile hasta ile hekim/tabip/doktor arasında yazılı bir metin olmaksızın acil hallerde gerçekleÅŸtirilen tıbbi müdahaleye uygulanan hükümler birbirinden farklıdır. Bu açıdan hukuki çerçevede ilk olarak "eser sözleÅŸmesi", "vekalet sözleÅŸmesi", "hastaneye kabul sözleÅŸmesi" ve "vekaletsiz iÅŸ görme" gibi kavramlar gündeme gelmektedir. Somut olayda hak arayan bireylerin hangi hukuki kuruma göre talepte bulunacaklarının belirlenebilmesi için SaÄŸlık Hukukunda tecrübeli avukat ile iletiÅŸime geçmesinde fayda vardır.

​

​

SaÄŸlık Hukuku çerçevesinde ve saÄŸlık mesleÄŸi mensupları açısından tıbbi müdahaleler kapsamındaki yükümlülükler nedir?

​

Bir tıbbi müdahalenin "tıbbi hata" veya "tıbbi malpraktis" teÅŸkil etmemesi için gerekenlerin yanında, tıbbi müdahale açısından hukuki sorumluluk doÄŸmaması için hekimin uymak zorunda olduÄŸu yükümlülükler de önemlidir. Esasen, tıbbi standartlar içinde olduÄŸu deÄŸerlendirilebilecek bu yükümlülükler arasında: Anamnezi (hasta öyküsünü) gerektiÄŸi gibi almak, bizzat muayene etmek, aydınlatma yükümlülüÄŸünü yerine getirmek, somut olayda en fazla faydayı verip en az komplikasyon ihtimali barındıracak uygun tıbbi müdahale yöntemini seçmek ve uygulamak, özenli olmak, gerektiÄŸinde konsültasyon talep etmek ve vermek, hastanın hassas veri niteliÄŸinde olan kiÅŸisel verilerini ve hasta sırlarını korumak, suç ÅŸüphesi olduÄŸunda bunu ihbar etmek ve kayıt tutmak gibi yükümlülükler vardır.

​

​

SaÄŸlık Hukuku çerçevesinde ve hastalar açısından tıbbi müdahaleler kapsamındaki yükümlülükler nedir?

​

SaÄŸlık mesleÄŸi mensuplarının tıbbi müdahaleler kapsamında sahip olduÄŸu yükümlülükler olduÄŸu gibi hastaların da aynı ÅŸekilde yükümlülükleri vardır. Öncelikle hastaların saÄŸlık mesleÄŸi mensuplarına hastalıkla ilgili belirtileri veya bulguları bildirmeleri gerekir. Bunun yanında saÄŸlık mesleÄŸi mensubunda gerçekleÅŸtirilecek olan muayene, teÅŸhis veya tedavi gibi tıbbi müdahale yöntemine katlanmaları, kendilerine yapılacak tavsiyelere uymaları, ücret ödemeleri ve saÄŸlık mesleÄŸi mensubu ile iÅŸbirliÄŸine girmeleri olarak örneklendirilebilecek yükümlülükleri vardır.

sağlık hukuku avukatı

Hatalı tıbbi müdahale (tıbbi malpraktis) nedeniyle tazminat davası açılabilir mi?

​

Tıbbi hata nedeniyle maddi manevi tazminat davası açılması mümkündür. Bu kapsamda açılacak davalarda önemli olan hususlardan birisi, hatalı tıbbi müdahaleyi gerçekleÅŸtiren saÄŸlık mesleÄŸi mensubunun kamu görevlisi olup olmadığıdır. Zira bu halde açılacak olan davanın hüviyeti idari dava olacak ve bu dava devlete karşı, idari eylem olarak hizmet kusuru gerekçesiyle bir tam yargı davası ÅŸeklinde 1 ve 5 yıllık zamanaşımı sürelerine göre kamu hukuku hükümlerine göre açılacaktır. Bu davalarda görevli mahkeme idare mahkemesi olup istinaf incelemesi için bölge idare mahkemeleri ve temyiz için ise Danıştay görevli olacaktır.

​

EÄŸer "doktor hatası" nedeniyle açılmak istenen maddi manevi tazminat istemli dava, bir doktorun/tabibin/hekimin muayenehanesinde yahut özel bir hastane bünyesinde gerçekleÅŸtirilen bir tıbbi müdahaleye iliÅŸkin ise bu halde imzalanan sözleÅŸmenin hukuki vasfına göre çoÄŸu halde Tüketici Mahkemeleri olacaktır. Bu tür davalarda saÄŸlık mesleÄŸi mensubu ile hasta arasındaki sözleÅŸme iliÅŸkisinin niteliÄŸine de baÄŸlı olarak 5 yıllık veya haksız fiil hükümlerine göre dava açılacaksa 2 ya da 10 yıl, tıbbi hatanın cezai müeyyide gerektiren bir fiil olması halinde ise özel ceza zamanaşımı olan süre kadar zamanaşımı süresi vardır. Bu durumda istinaf incelemesi bölge adliye mahkemesi, temyiz mercii ise Yargıtay olacaktır.

​

Ä°zah edilmeye çalışıldığı üzere SaÄŸlık Hukuku kapsamında maddi manevi tazminat davası açmak isteyen bireylerin davalarını açarken dikkat etmeleri gereken birçok farklı hukuki nokta vardır. Hangi saÄŸlık mesleÄŸi mensubunun hangi hukuki sorumluluk kuralları kapsamında hangi mahkemede dava edileceÄŸi ve bu tür bir dava kendisine karşı açılmış bulunan saÄŸlık mesleÄŸi mensubunun hangi "ilk itirazları" zamanında sunmazsa hangi haklarını kaybedecekleri gibi bir dizi sorun, SaÄŸlık Hukukunda tecrübeli avukatlara danışıldığı takdirde kolaylıkla çözülebilecektir.

​

​

Hatalı tıbbi müdahale (tıbbi malpraktis) nedeniyle suç duyurusunda bulunulabilir mi?

​

SaÄŸlık hukuku kapsamında tıbbi malpraktis (hatalı tıbbi müdahale, tıbbi hata, doktor hatası) nedeniyle hekimlerin cezai takibata uÄŸraması mümkündür. Fakat bu bakımdan hangi suçların gündeme gelebileceÄŸi ve bu suçların hangi süre içerisinde ÅŸikayet edilmesi gerektiÄŸi gibi hususlar hakkında saÄŸlık hukukunda tecrübeli avukattan bilgi alınmasında önem bulunur. Keza kendisine karşı bu ÅŸekilde bir takibat baÅŸlamış saÄŸlık mesleÄŸi mensupları açısından da hangi savunmalara dayanabilecekleri açısından bilgi alabilecekleri ve saÄŸlık hukukunda kıdemli  avukata danışmak önemlidir.

​

Mahiyeti gereÄŸi tehlike arz eden tıbbi müdahalelerin hukuka uygunluk nedenlerine yukarıda deÄŸinilmiÅŸ idi. Ceza hukuku bakımından, arz edilen bu hususlardan herhangi birisinin bulunmaması halinde, örneÄŸin aydınlatılmış onamın gereken standartlar dahilinde alınmaması gibi hallerde hekimin taksirli suçlardan ötürü sorumluluÄŸu gündeme gelebilir.

 

Birçok ülke ceza kanunlarının aksine Türk Ceza Kanunu'nda taksir tanımı bulunmaktadır. Buna göre hekimin/tabibin/doktorun taksirden ötürü sorumluluÄŸunun bulunması için objektif dikkat ve özen yükümlülüÄŸüne aykırı bir fiilinin olması icap etmektedir. Bu tanım, ceza hukukunda "basit taksir" olarak da adlandırılan taksirin en hafif türünü ifade eder. Hekimin bu türde bir taksirli tıbbi müdahalesi olduÄŸundan bahsedebilmek için, tıbbi müdahale anında alanında uzman bir hekim tarafından öngörülme imkanı bulunan bir neticeyi öngörmemiÅŸ olması, olumsuz netice ile hatalı tıbbi müdahale arasında nedensellik bağı bulunması ve son olarak da bu neticenin hekime objektif olarak isnat edilebilmesi gerekir. Taksirin daha ağır sorumluluÄŸu gerektiren haline ise "bilinçli taksir" denmekte ve kusurun bu görünüÅŸ biçiminde saÄŸlık mesleÄŸi mensubu, olumsuz neticeyi öngörmüÅŸ olmasına raÄŸmen meydana gelmeyeceÄŸine dair bir güven duyarak hareket etmektedir. Anlaşılacağı üzere bir olayda sadece özensiz davranışın bulunması cezai sorumluluk için yetmez. Bu açıdan cezai takibat altında bulunan hekimlerin ve hak aramak isteyen bireylerin tecrübeli saÄŸlık hukuku avukatına danışmalarında fayda vardır.

​

SaÄŸlık mesleÄŸi mensuplarının defansif tıbbi müdahale niteliÄŸindeki davranışlarından ya da genel olarak herhangi bir sebepten dolayı tıbbi standartlara aykırı davrandıklarının bilincinde olarak hastaya zarar veren bir neticeye yol açmaları halinde ise bu sefer kast gündeme gelecektir. Özellikle ihmali davranışla ölüme veya yaralamaya neden olma suçlarında gündeme gelecek bu hukuki kurum, hekimin/tabibin/doktorun ya da herhangi bir saÄŸlık mesleÄŸi mensubunun hasta bakımından olumsuz cereyan edecek bir neticeyi bilerek ve isteyerek meydana getirmeleri anlamına gelmekte ve son derece ağır bir sorumluluk dayanağı olarak karşımıza çıkmaktadır. Kastın bir türü olmakla beraber hekimin cezai sorumluluÄŸu açısından daha az bir cezaya yol açacak bir diÄŸer hukuki kurum "olası kast" adını taşımaktadır. Kusurun bu görünüÅŸ biçiminde hekim/tabip/doktor olumsuz neticenin gerçekleÅŸmesini istemiyor olmakla beraber önceden öngörmekte ve "olursa olsun" diyerek kabullenmektedir.

​

SaÄŸlık Hukuku kapsamında, tıp ceza hukuku baÅŸlığı altında tıbbi müdahalelerle ilgili uyuÅŸmazlıklarda hekimlerin/tabiplerin/doktorların cezai sorumluluÄŸu açısından en sık gündeme gelebilecek suçlar: Ä°hmali Davranışla Kasten Öldürme, Ä°hmali Davranışla Kasten Yaralama, Görevi Kötüye Kullanma, Taksirle Ölüme Neden Olma, Taksirle Yaralama, Çocuk DüÅŸürtme, KısırlaÅŸtırma, Özel Hayatın GizliliÄŸini Ä°hlal, KiÅŸisel Verilerin Kaydedilmesi ile KiÅŸisel Verileri Ele Geçirme, Verme ve Yayma suçları olarak karşımıza çıkmaktadır. SaÄŸlık mesleÄŸi mensubunun hatalı tıbbi müdahalelerden ziyade mesleklerini sürdürürken iÅŸleyebilecekleri beyaz yaka suçları (white collar crimes) olarak SaÄŸlık MesleÄŸi Mensubunun GerçeÄŸe Aykırı Belge Düzenlemesi Suçu, Ä°rtikap, RüÅŸvet, Görevi Kötüye Kullanma, Suçu Bildirmeme ve Genital Muayene suçları örnek gösterilebilir.

sağlık hukuku avukatı

SaÄŸlık Hukuku veya Tıp Hukuku açısından aklınıza takılan herhangi bir soruya cevap arıyorsanız veya halihazırda taraf olduÄŸunuz uyuÅŸmazlık hakkında danışmanlık almak isterseniz, faaliyetlerinin ana merkezi Ä°stanbul'da olan SaÄŸlık Hukuku alanında tecrübeli avukat kadromuz ile Ä°stanbul'un Kadıköy ilçesinde yer alan avukatlık büromuzda sizleri beklemekteyiz.

bottom of page